O kadar bekledim ki, geliyorum
Ölümümü bekledim geliyorum
“Bir ölüyü ve ölünün bütün inceliklerini”
Bekledim geliyorum.
Ben Ruhi Bey, mutlu olan Ruhi Bey
Ölümü gömdüm, geliyorum
Bir sonbahar günüydü, geliyorum
Güneşler buz gibiydi, geliyorum
Ve bütün kötülükler
Ölümün armaları gibiydi
Size anlatırım, geliyorum.
Hepsini, hepsini gömdüm, geliyorum
Havuzun kırık taşlarını –siz bilmezsiniz-
Limonluğu ve kırmızı konağı –siz bilmezsiniz-
Aynalarda kendini seven Ruhi Beyi –siz bilmezsiniz-
Ve bildiğimiz Ruhi Beyi –ya da pek bilmediğiniz-
Gömdüm ben, geliyorum.
Koro:
İyi biliriz sizi biz, iyi biliriz
Nerdesiniz Ruhi Bey.
Ruhi Bey:
Gömdüm hepsini, geliyorum
Bütün ölülerimi gömdüm, geliyorum.
Koro:
Peki, ya sonuç Ruhi Bey, ya sonuç
Biz sizi tanımaz mıyız?
Siz ne yaparsınız bundan sonra, biz ne yaparız
Bir bütünün parçalarıyız, bir bütünün parçalarıyız.
Ruhi Bey:
Sonuç mu dediniz, ne dediniz
Sonuç hiç gömülür mü, geliyorum
Ben yalnız ölülerimi gömdüm, geliyorum.
Koro:
Doğrusu anlamıyoruz Ruhi Bey
Her insan biraz ölüdür
Biz ki bir bütünün parçalarıyız, biliriz
Her insan biraz ölüdür.
Ruhi Bey:
İnsan yaşıyorken özgürdür
Yaklaştım iyice, geliyorum.
Koro:
Her insan biraz ölüdür
Biz de biraz ölüyüz.
Ruhi Bey:
Ölüler ki bir gün gömülür
İçimizdeki ölüler, dışımızdaki ölüler
İnsan yaşıyorken özgürdür
İnsan
Yaşıyorken
Özgürdür
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder